Kronik Depresyon ve Duygusal Bağımlılık
Sürekli düşünmek bizi dış odaklı yapar. Sessizleşip daha derin hissetmek ise iç odaklı. İç odaklılık yoksa, kendin için doğru olanı da sınırsız kaynağı da hissedemezsin.
İçine kapanmak iç odaklılık değildir, duygusal bir kaostur. Duyguya bağımlı olmaktır. Tüm hormonal sistemini olumsuz etkiler. Hayat, derin bağlar kurarak cesurca yaşamak içindir.
Kendini daha çok hissedersen dünyayla, kaynağı daha çok hissedersen de evrenle bağlantın güçlenir. Dış odaklılık seni ele geçirdiğinde ise dünya ve evrenle bağlantın zayıflar.
Güvensiz hissedersin kaygı başlar, stres ve anksiyete yakanı bırakmaz. Böbrek üstü bezlerin çok çalışır, sürekli bir şeyleri kontrol etmeye çalışırsın. Gergin olursun ve vücud bunu dengelemek için yatıştırıcı steroidler üretmeye başlar.
Kapsayıcı olamazsın, zayıf hissedersin, sürekli birileri seni destekelemelidir yoksa her şeye öfkelenirsin. Kronik depresyon budur. Geçmişe bağımlı hale gelirsin. Bunun sebebi hipotalamustur.
Hipotalamus vücudu yöneten iki sistem olan sinir sistemi ve endokrin sistem arasındaki bağlantıyı kuran merkezdir.
Vücut ısısı, kalp atış hızı ve açlığı düzenleyen hormonların üretimi ve salımından sorumludur.
Hipotalamus, limbik sistemin yani duygusal beynin bir parçasıdır ve geçmiş kayıtların koruyucusudur. Uzun vadeli belleği oluşturur ve geçmişi sürekli tekrarlama meyilimiz buradan gelir.
Sen kaygı bozukluğu ile sürekli geçmiş ve gelecek odaklı olduğunda, bir türlü içsel dinginiliğini bulamadığında, beyinde duyguları gereksiz yere aktive ediyor olursun. Sürekli seni sınırlayan duygular ve buna uygun hormonlar artık bedenini ele geçirmiştir.
Hipofiz bezin ise ana salgı bezi olarak özünle, ruhsallığınla uyum içinde çalışır. Sen gereksiz yere kendini duygusal alanda tutarak ruhsallığını ihmal ettiğinde hipofiz bezi umudunu yitirmeye başlar.
Ruhun burada gördüğü tek şey artık duygusal bağımlılık uğruna ruhaniyetin bastırılmasıdır. Hipofiz beyi uyumu bırakır, vücut hastalığa ve yaşlanmaya açık hale gelir. Zamanı yönetemez olursun, artık ölüme ilerliyorsundur.
İç odaklılık geliştirmek bu hayatta genç, sağlıklı, berrak düşüncelere sahip, bilge bir insan olarak yaşaman için şarttır. Doğru zamanda doğru meditasyon içsel dünyanı zenginleştirir ve keyifli bir hale getirir.