Yaşama Dair

Gözlerini kapat ve bir an dur. Nefesinin bedeninde nasıl hareket ettiğini hisset. Kalbinin ritmini duyabiliyor musun? İşte burada, şu anda, sadece var olmak... İşte iyi olma hali tam olarak budur: Zihnin, bedenin ve ruhunun tam bir uyum içinde olması.

Bazen doğanın ritmini yakaladığında, zamanın yavaşladığını hissedersin. O anlarda hiçbir şey yapmana gerek yoktur, çünkü zaten her şey oluyordur. Hareketin içinde derin bir huzur ve bilinç vardır. Peki, hareket ederken zihnin nerede?

İlişkiler, sadece duygusal bağlardan ibaret değildir. Derinlikleri vardır, katman katmandır. Enerji bedenlerimiz, çakralarımız, aura katmanlarımız ve endokrin sistemimizdeki belirli salgı bezleri, ilişkileri deneyimleme seviyemizi belirler.

Bir ilişkide bütünleşmek, iki insanın tamamen birbirine karışması değil, kendini kaybetmeden karşısındakiyle uyumlanabilmesidir.

Hayatımızdaki insanların rastgele hayatımıza girdiğini düşünüyoruz. Oysa çoğu zaman çekim yasasının ve enerjimizin farkında olmadan, belirli insanları kendimize çekiyoruz. "Benzer benzeri çeker" derler ama bazen de zıt kutupların birbirine çekildiğini görürüz. Peki hangisi doğru?

İlişkilerde Gerçekten Ne Arıyoruz? İnsan olarak hepimiz sevilmek, anlaşılmak ve bir başkasıyla derin bir bağ kurmak isteriz. Bazen bir ilişkide her şeyi versek de karşılığında aynı duyguları alamadığımızı hissederiz. Bu, içimizde bir boşluk yaratır. Ama aslında, eksikliğini hissettiğimiz şey, başkasının sevgisi değil, kendi içimizde tamamlanmamış olan yönlerimizdir.

İyot, vücudun birçok fonksiyonu için kritik öneme sahip bir mineraldir ve özellikle tiroid sağlığı açısından gereklidir. Vücut kendi başına iyot üretemez; bu yüzden besinlerden ya da takviyelerden alınması zorunludur.

Probiyotikler ve prebiyotikler sindirim sağlığında önemli roller oynayan iki farklı ancak birbirini tamamlayan bileşenlerdir.